Ebeveynlerinizden Geçen Nesiller Boyu Utanç ve Travmalar

by Barış Eriş

Nesiller arası travmalardan iyileşmek, ilişkisel bir deneyimdir.

Hiç kimse utanç veya öfke duygusuyla doğmaz. Kronik, olumsuz, kendine yönelik bilinçli duygular, başkalarından, özellikle de en yakın olduklarımızdan alınan mesajlarla öğrenilir. Çocukken, yetişkinliğin inceliklerini anlamazsınız. Anne babanızı, kırılgan, düşmanca ya da muhtaç olsalar bile, her şeye kadir görürsünüz. Ayrıca, rehberlik ve güvenlik için tamamen onlara bağımlısınızdır. Dolayısıyla, bir çocuk utandırıldığında veya öfkeli ya da yargılayıcı eleştirilere maruz kaldığında, bu tepkilerin tüm sorumluluğunu üstlenir.

Utanç, bir çocuğun gelişmekte olan benlik algısını yıkar ve kendi içinde yanlış ve sevilemez bir şeyler olduğuna inanmasına yol açar. Çocuğun benzersiz varlığını koşulsuz kabul edeceği bir alan bulunmadığında, kendisini değersiz olarak değerlendirir. Bu çocuk büyüyüp bir yetişkin olduğunda, utanca saplanabilir ve bu utancın kendisine aktarıldığını göremez.

Bazen olumsuz bir duygu faydalı bir geri bildirim sağlayabilir. Örneğin, aile veya arkadaşlar arasında duyarsız ya da kabul edilemez bir şey söylemiş veya yapmış olabilirsiniz. Kendini yansıtma ve/veya sosyal tepki, eylemleriniz hakkında pişmanlık duymanıza yol açabilir ve bu durum, özür dilemek veya durumu düzeltmek gibi olumlu bir değişim başlatmanıza olanak tanır (Graton & Ric, 2017).

Utanç ise, sizinle temelde bir şeylerin yanlış olduğu, bir insan olarak aşağılık olduğunuz yönündeki dayanılmaz inançtır. Utanç, öz-gelişimi teşvik etmek yerine, tüm benliğinizi yargılayan bir suçlama olarak deneyimlenir (Terrizzi & Shook, 2020). Utanç, kendinize yansıtılmış bir tür tiksintidir. Bu kendinden nefret, özsaygıyı aşındırır ve değersizlik hislerini teşvik eder.

Utancın önemli bir yüzdesi, çocuklukta başkalarının algılarından ve eylemlerinden kaynaklanır ve bu algılar genellikle gerçek olarak içselleştirilir (Dolezal & Gibson, 2022). Utanç verici deneyimler, çoğu zaman utanca yatkınlık olarak kristalize olur (Budiarto & Helmi, 2021).

Çocukluk, bir kişinin yaşam süresi içinde oldukça kısa görünse de, bireysel, ailevi ve/veya kültürel travmalar bir ömür boyunca aktarılabilir ve alıcının refahını etkileyebilir. Ebeveynlerde ya da aile sistemlerinde çözülmemiş travmalar, bu deneyimlerin çocukların düşüncelerini, inançlarını ve eylemlerini etkilemesine neden olabilir.

Nesiller Arası Travma

Nesiller arası travma, bir nesilden diğerine duygusal ve psikolojik etkilerin aktarımıdır. Bu, ebeveynlerin veya ataların travmatik deneyimlerinin çözülmediği durumlarda meydana gelir; ardından bu duygular çocuklarına yansıtılır ve böylece onların davranışlarını, inançlarını ve duygularını etkiler. Çocuklarda çözülmemiş kalan nesiller arası travma, tekrar tekrar aktarılabilir.

Çözülmemiş travma, genellikle aile dinamiklerinde derinlemesine yerleşir ve kimliği sinsice şekillendirebilir. En yaygın olumsuz duygular genellikle birbirine bağlıdır—utanç, öfke, suçluluk, kaygı, üzüntü, korku, umutsuzluk ve kırgınlık gibi duygular; depresyon, kaygı ve sağlıklı ilişkiler kurmada zorluk olarak kendini gösterebilir. Davranışsal sorunlar da gelişebilir; örneğin, sosyal çekilme, saldırganlık ve/veya sağlıksız başa çıkma mekanizmalarının devamı. İçselleştirilmiş utanç ve öfke gibi sürekli zorluklar, fizyolojik sonuçlara da yol açabilir, kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir ve bağışıklık yanıtlarını bozabilir (Kostova & Matanova, 2024). Travma yaşayan bireylerin çocukları, yüksek stres tepkileri, kronik depresyon veya kaygı ya da değişmiş duygusal düzenleme mekanizmaları miras alabilir.

Nesiller Arası Travma Nasıl Aktarılır?

Travma, nesiller boyunca çeşitli yollarla aktarılabilir. Bu yollar, bakıcıların iletişim tarzlarını, davranışlarını, başa çıkma modellerini ve hatta biyolojik faktörleri içerir (Yehuda & Lehrner, 2018). Örneğin, otoriter veya kontrol edici ebeveynlik davranışları, çözülmemiş öfke veya hayal kırıklığının yansıması olabilir ve bu durum, aşırı katı kurallar ve cezalandırıcı kontrol olarak kendini gösterebilir.

Birincil bir bakıcı, kendi geçmişinden kaynaklanan utancı çocuklarına, mükemmeliyetçi ve aşırı eleştirel ebeveynlik yoluyla yansıtabilir. Ayrıca, ebeveyn, kendi utancı veya öfkesi nedeniyle ihmalkar ya da duygusal olarak ulaşılmaz olduğunda, çocuklar kendilerini güvensiz hisseder ve değersiz olduklarını öğrenir.

Nasıl İyileşilir?

Nesiller arası travma ve aktarılan duyguların farkında olmak, bu döngüyü kırmanın ve hem kendinizde hem de gelecek nesillerde dayanıklılığı geliştirmenin ilk adımıdır. Hem olumlu hem de olumsuz tüm duygularınızın bir arada bulunmasına yer açmak önemlidir. Aktarılan ve bu nedenle bir kenara bırakılabilecek duyguları tanımayı öğrenmek, gerçek özgürlük sağlar.

Nesiller arası utanç bir ilişkisel deneyim olduğundan, iyi bir terapist bulmak harika bir fikirdir. Yargılayıcı olmayan bir terapötik ilişki, çocuklukta mevcut olmayan duygusal düzenlemeyi sağlayabilir, böylece aktarılan olumsuz duygular yavaş yavaş azaltılabilir.

Herkes, nesiller arası utanç ya da aktarılan olumsuz duyguların yükünü taşımadan yaşayabilir. Farkındalık, merak ve keşifle, size aktarılan yükleri bırakabilir ve miras alınan duygulardan bağımsız, kendinize özgü güzel bir kimlik yaratabilirsiniz.

You may also like

Leave a Comment

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00